İslamiyette Düğün Adabı

HbY - 02.04.17 tarihinde yayınlandı.

Harama bulaşmadan düğün yapacak olan kimselerin bu tür düğün merasimlerinden vazgeçmeleri gerekir. Çünkü evlenmek için birden fazla topluluğun katıldığı düğün töreni şart değildir. Eğlence ve merasim yapılmadan da evlilik gerçekleşebilir.  Harama düşmektense sade bir tören veya nikah la yetinmek ve gelenlere helal olan şeyleri ikram etmek daha doğrudur.

Bir önceki konumuzda Dinimizde Düğün ve Düğün Çeşitleri  ile ilgili bir çok bilgi vermişken Helal ve Haram olan düğünlerden de bahsetmiştik.

Burada asıl önemli olan evliliği dostlara ilan etmektir. Dostlara düşen de yeni evlenen bu çifti tebrik etmek, onlara hem maddi hemde manevi katkıda bulunmak ve hayır dualarıyla kalben desteklemektir. Asıl düğün evlendikten sonra yuva içinde ki güzel geçimle olmalıdır.

Düğün için davetlilere ziyafet vermek, yemek yedirmek sünnettir.  Buda düğün sahibinin maddi imkanına uygun olmalıdır. Fuzuli masraflara dalıp lüks ve israfa kaçmak caiz değildir. Tavsiye edilmez. Alimlere göre düğün yemeğinin en hayırlısı  bir ile üç gün arasında olanıdır. Üç günden sonra ki ziyafetler gösterişe girmektedir. İmkan sahibi davetlilerin düğün sahibine para, yemek, emek, mal, eşya ve benzeri değerli ürünlerle bağışta bulunması ve yardım etmesi güzeldir.  Bu olması gereken bir şeydir, dayanışma ve yardımlaşma dinimizin temel kuralları arasında vardır.

Düğüne Kimler Çağrılır

Düğüne Kimler Çağrılır;

Düğüne zengin fakir ayırt etmeden çevre halkını, komşuları ve yakın görünen dostları, akrabaları çağırmak ve ayrım gözetmeksizin herkese aynı ikramda bulunup yiyecek ve içecek ikram etmek doğru olanıdır. Fakiri çağırmayıp ta zengini çağırmak doğru değildir.  Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu konuda şöyle emretmiştir;

Zenginlerin çağrılıp, fakirlerin terk edildiği düğün veya davet yemeği en kötü yemeklerdendir.!”

Sünnete uygun ziyafet ve düğüne davet edilen kimsenin bu davete icap etmesi de sünnettir. Bazı islam alimleri bunun vacip olduğunu söylemişlerdir. Hal böyle olunca da bir mazeret olmadığı sürece mümin bir diğer mümin kardeşinin düğününe katılmalıdır.

Düğün sahibine ” Allah hayırlı ve bereketli eylesin” diye dua ve tebrikte bulunmak ta sünnettir ayrıca sevaptır da. Fakat o düğünde haramla karışık eğlenceler düzenleniyorsa ve kendisi de buna mani olamayacak sa haram işlenen yere gitmemesi gerekir. Giden kimse işlenen bir günahtan topluluğu vazgeçiremeyecek se oradan uzaklaşmalıdır.

İslamiyette düğün adabı ve İki bayram arası düğün olur mu
İslamiyette düğün adabı ve İki bayram arası düğün olur mu

İki Bayram Arası Düğün Olur mu ?

İki Bayram Arası Düğün Olur mu ; iki bayram arası nikah kıymanın düğün yapmanın hiç bir maruzatı ve mahsuru yoktur. Hem bütün sene iki bayram arasından ibarettir zaten. İki bayram arasında düğün yapılmaz sözü şunun için söylenmiştir ;  Bir ramazan veya kurban bayramı cuma gününe denk gelirse, biri bayram diğeri cuma olarak dinimiz için iki çok önemli vazife vardır. İnsanların bunlarla meşgul olması gerekirken araya bir düğünün girmesi uygun değildir. Girse bile buna haram denmez; ancak, ”Şimdi bunun zamanı mıydı” denilebileceği için uygun değildir.

İnsan hayatında sevincin sembolü olan iki vakit önemlidir. Bunlar evlenme merasimleri ve bayramlardır.  Dinimizde namazın nasıl önemi varsa düğününde hakkı ve önemi vardır. Ama düğün ve benzeri merasimler de harama kaçmamaya çok özen göstermeliyiz.

Bilgi Güçtür, Paylaştıkça Büyür..

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?