Dinimizde Musafaha, Tokalaşma Nasıl Olmalıdır ?

HbY - 22.04.17 tarihinde yayınlandı.

Öncelikle Musafahanın ne olduğunu bilmeyen için şöyle kısaca bir açıklama geçelim. Musafaha el sıkışmak ve tokalaşmak demektir.

Dinimizde Musafaha, Tokalaşma Nasıl Olmalıdır ?

Dinimizde Musafaha iki kişinin karşılaşması halinde selamlaşmadan sonra daha çok iki el kullanılarak yapılan el sıkışmayı ifade eder. Eli tutup öpme, baştan, alından, gözden öpme veya göğüs göğüse gelecek şekilde sarılma da mısafaha kapsamına girer.

Erkek ve kadınların kendi cinsleriyle karşılaştırlarında selam vermelerinin ve bundan sonra musafaha yapmalarının sünnet olduğu konusunda görüş birlikleri vardır. Verilen selamın alınması ise vacip hükmündedir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) musafahayı teşvik etmiştir. Bunun iki taraf için bir sevgi ve sevap vesilesi olduğunu bilerek şöyle buyurmuştur.

”İki müslüman karşılaşınca musafaha yaparlarsa, günahları mağrifet edilir.”

”Musafaha yapın ki bir birinize karşı kalbinizde ki kin, haset ve düşmanlıklar temizlensin”

Aile İçinde Musafaha, Tokalaşma Kimlerle Yapılır

Erkek erkekle, kadın kadınla ve bir birine nikah düşmeyenler bir biriyle musafaha yapabilirler.

Bir kadın oğlu, torunu, babası, dedesi, erkek kardeşi, yeğeni, amcası, dayısı, kayın pederi, üvey oğlu, süt oğlu veya süt babası gibi aralarında sürekli evlenme yasağı bulunan nesep, evlenme yada süt hısımları ile musafaha yapabilir. Eli öpülmesi gerekenlerin elini öpebilir. Kendisinden küçüklere elini öptürebilir.

Erkek de kendisine sürekli nikah düşmeyen kimselerle aynı işlemleri yapabilir. Helal olmakla birlikte bu kimselerle arasında karakteri bozuk ve dengesiz kimseler varsa onlara karşı dikkatli olmak gerekir.

Damat için kayın valide anne hükmündedir; bunu için kayın validenin eli öpülebilir. Kayın valide damadına el öptürmeden hoş geldin demeyi tercih ediyorsa, bununla yetinmek daha güzeldir.

Erkek Yabancı Kadınla Tokalaşabilir mi
Erkek Yabancı Kadınla Tokalaşabilir mi

Erkek Yabancı Kadınla Tokalaşabilir Mi ?

Bir harama düşme tehlikesi yoksa çok yaşlı kadınların eli öpülebilir. Yaşlı bir erkek de küçük kız çocuklarına elini öptürebilir. Hz. Ebu Bekir’in (r.a.) hastalığı sırasında kendisine hizmet etmek üzere yaşlı bir kadını hizmetçi tuttuğu nakledilmiştir.

Kadınların kadınlık hallerinden anlamayan çocuklarla da musafaha yapılmasında bir sakınca yoktur.

Bir erkeğin kendisine nikah düşebilen bir kadının bir zaruret yokken elinden tutması helal değildir. Hz. Peygamber (s.a.v.) din ve takva yolunda defalarca hiç bir yabancı kadının elinden tutmamış, tokalaşmamış ve bunu yasaklamıştır.

Mümin kadınlar Hz. Peygamber’le (s.a.v.) din ve takva yolunda defalarca biat yapıp sözleşmişlerdir. Bu esnada bazı kadınlar bir bereket olsun diye Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) ile musafaha yapmak istemişler,  o tertemiz el ve gönül sahibi Allah’ın (c.c.) Resulü onlara;

”Ben kadınlarla musafaha yapmam; sizinle biatim ancak sözlü olur” diye buyurmuştur.

Kadınların ısrarlı isteği üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) saadetli elini bir kumaş üzerine koymuş, kadınlarında aynı kaba ellerini sokmaları suretiyle yapmıştır. Bundan öte bir muamele olmamıştır.

Yabancı bir kadın veya erkekle tokalaşma konusunda en açık hüküm şu hadisi şerifte bizlere iletilmiştir;

”Eller de zina yapar; ellerin zinası bir mazeret yokken yabancı bir kadının elini tutmaktır.”

Şu hadisi şerifte bizlere ciddi bir uyarı içermektedir;

”Sizden birinizin başına demirden bir şişin batırılması, bir zaruret yokken kendisine helal olmayan bir kadına dokunmasından daha hayırlıdır.”

Bu konuda günümüzde bazı kademelerde zorunlu iş yapan ve hizmet yürüten müslümanların sıkıntısı ap açık ortadadır. Hiç istemediği halde yabancı bir kadınla veya erkekle tokalşamak zoruna kalanlar, bunun dinimize göre mübah bir iş olmadığını bilsinler.

O sıkıntılı pozisyona düşmemek için bütün çarelere başvursunlar. Şartlara mağlup olduklarında ise tövbe edip namaza devam etsinler.  Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.) abdest ve namazın belirli bir cezası olmayan günahları temizlediğini haber vermiştir.

Her gün eli, dili, gözü ve gönlü ile bir sürü hata işleyen insan oğulları için abdest, namaz, zikir, sadaka, selam ve istiğfarlar birer manevi temizlik vesilesidir. Hepsi rahmet ve ilaçtır. Hastalık çoksa ilacı da vardır. Allah için, Allah rızası için bu hükümlere uymamız gerekir.

Bilgi Güçtür, Paylaştıkça Büyür..

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?