Cimanın Edepleri, Cinsel İlişkinin Edepleri

HbY - 10.04.17 tarihinde yayınlandı.

Cimanın Edepleri, Cinsel İlişkinin Edepleri, konusunda şu hususların bilinmesi gereklidir:

Kadın kocasının cima arzusuna itaat ederek karşılık vermesi gerektiği gibi erkek de kadının cima arzusunu ciddiye almalı, uygun zaman aralıkları ile onun bu ihtiyacını gidermelidir. Bu konuda elden gelen neyse yapılmalıdır. Bildiğiniz üzere Cima Nedir, Cinsel İlişkide Rahmet, Zina Yapmanın Bedeli adlı bir önceki makalemizde cima yani cinsel ilişkinin ne olduğunu ve nasıl olduğunu dinimize göre hükümlerini az çok anlatmıştık. Şimdi ise karı ile koca arasında ki cinsel ilişki edebinin nasıl olduğunun altını çizeceğiz.

Cima esnasında ayakların ve arka kısmın kıbleye gelmemesine dikkat edilmelidir. Ayrıca çiftler bir birlerinin üzerlerini bir örtü ile örtmelidir. Bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bizi şöyle uyarmıştır;

” Biriniz hanımı ile cinsel ilişkide bulunacağı zaman merkepler gibi üstü açıp çırılçıplak bir halde  ilişkide bulunmasın, kendisinin ve hanımının üstüne bir şey örtsün.”

Cima sırasında eşlerin üstlerinin örtük olmasının pek çok hayrı ve faydası bulunmaktadır. Bunlardan bir kaçı şöyledir;

Önce mümin kendi evinin içinde de olsa tamamen çırılçıplak olmaktan utanır, çünkü bu Yüce Allah’a karşı bir edeptir. İman ve marifetten kaynaklanan bir hayadır. Sonra insandan hiç ayrılmayan melekler vardır. Cima esnasında örtünmek koruyucu ve yazıcı meleklere karşı bir edep ve ikramdır.

Hadiste de belirtildiği gibi kadın ve erkek edep yerleri çıplak olarak cima ederlerse rahmet melekleri haya edip yanlarından ayrılır. Melekler çıkınca şeytanlar gelir. Şeytanın hazır bulunduğu ve seyrettiği bir cimadan doğacak çocukta şeytanın etkisi daha kuvvetlidir.

Cima esnasında örtünmek insanları hayvanlardan ayırır. Haya ve edep farkını gösterir. Erkek ve kadın arasında ki sevginin en mahrem anını cima sırasında kimseyle paylaşmaz. Onu cin, şeytan ve hatta eşyalardan bile perdeleyerek kendisine tahsis eder ve çok özel olduğunu gösterir.

Cima esnasında örtünmek eşler için bir emniyettir. Odalarına aniden izinsiz girenlere veya gizlice gözetleme yapanlara karşı örtü bir siper olur.

Bazen kadın veya erkek eşi de olsa bütünüyle çıplak görünmekten çekinebilir. Buna vücudunda ki bir kusurda sebep olabilir.  Örtü ile bu sıkıntı giderilmiş olur.

Ayrıca doktorların tespitine  göre de bazı kadınlar kocaları dahi olsa sürekli çıplak olarak seyredilmekten ciddi rahatsızlıklar duyar. Hatta bazı kadınlar örtü ile yetinmeyip karanlıkta cima yapmayı tercih ederler. Bu tercihi bazen erkeklerde yapabilir.  Çünkü cima anında huzuru böyle bulabilmektedirler. Bu tür durumları anlayışla karşılamak gerekmektedir.

Bir şeyi özlemek için az görmek gerekir. Bir ömür boyu sürecek  bir evlilikte kadın ve kocanın bir birbirinden usanmaması ve özlemlerinin canlı kalması için cima anında da olsa üzerlerinde ikisini bir birine saracak bir örtü bulunmalıdır.

Örtü altında ki cimada eşlerin bir birine karşı saygısı daha  fazla korunur. Kadının edebi ve utanması devam ettikçe erkeğin ona sevgisi ve güveni daha fazla artar.

Haram olmadığı halde kendi yatak odasında bile tamamen çıplak olmaktan çekinen bir kadın veya erkek yabancı kimselerin evinde veya yanında haram bir yerini göstermekten daha fazla kaçınır. Bu onlar için bir ölçü ve edep dersi olur. En gizli halinde bile edebi korumaya alışan bir kimse halkın içinde daha fazla edepli olur.

Cima anında ki örtü kadını kocasından saklamak için değildir. Kadın ile kocayı bir birine sarmak ve dış alemden saklamak içindir.

Kişi hanımıyla cinsel ilişkiye girmeden önce ona güzel sözler söylemeli, iltifat etmeli, onu övmeli, sevmeli ve kendisini bu işe hazırlamalıdır.  Hiç bir sevgi göstermeden hemen kendi ihtiyacını görüp çekilmek edebe aykırıdır.

Erkek cinsel ilişki sırasında kendini boşaltıp zevkine varınca da hanımının da boşalıp hevesini almasını beklemelidir. Çünkü kadınlar bazen erkeklerden daha geç boşalabilmektedirler. Kendi hevesini aldıktan sonra hanımını hiç düşünmeden ayrılmak kadına sıkıntı ve eziyet verir.

Bazı kadınlar ise erkekler gibi her cimada boşalmazlar veya aralıklarla boşalırlar. Bu durumun farkına varıldığında ise erkeğin yapacak bir şey kalmaz. Kadında boşalamadım diye rahatsız olmamalıdır.

Kadına sadece ön kısımdan cima edilmelidir. Arka bölgeden yaklaşmak haramdır. Allah kadına veya erkeğe arkadan yanaşanları bir ömür lanetlemektedir.

Yasak olan bazı zamanlar hariç erkek kadınıyla istediği zaman cinsel ilişkiye girebilir. Cinsel ilişkinin yasak olduğu hükmedilen vakitler şunlardır;

Hacda ihramlı iken cimada bulunulmaz.

Oruçlu iken cimada bulunulmaz.

Mescidde ittifak yaparken cimada bulunulmaz.

Kadın hayız ve nefis halindeyken cimada bulunulmaz.

Kadın adetliyken cima da bulunulmaz.

Kadın hamile iken cima yapmak haram değildir. Ancak doktorlar son iki aya girince ve özellikle son bir ay içinde cinsel ilişkinin çok zararlı ve tehlikeli olduğunu tespit etmişlerdir.

Kadının süt emzirme döneminde kendisiyle cima yapmak da haram değildir.

Mübarek gün ve gecelerde cinsel ilişkiye girmek yasak veya haram değildir. Ancak bu gecelerde tavsiye edilen ibadetleri yapmayıp sadece cinsel ilişkiye girmek doğru değildir, mekruhtur.

Alimlerin bir kısmı cuma günü veya gecesinde hanımı ile cinsel ilişkide bulunmanın sevap olduğunu söylemişlerdir. Çünkü cima sonrası banyoda yapılan temizlik ve abdest bunu söylemelerine sebep olmuştur. Bu konuda çeşitlice görüşler ortaya atılmıştır.

Bir kadın kocasıyla yaşadığı cinsel ilişkiyi her hangi bir kadına veya erkeğe anlatması yasaktır. Bu hüküm erkek içinde aynıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) konuyla ilgili;

”Kıyamet gününde Allah katında derecesi en kötü olan kimse, eşiyle girdiği cinsel ilişkiyi daha sonra başkalarına anlatan kimsedir.”

diye buyurmuştur.

Bir kadının yabancı bir kadınla çıplak halde aynı yatakta yatması haramdır. Bu şekilde yabancı bir kadının mahrem bölgelerini görüp sonra kocasına anlatması da haramdır.

Nikahlı eşlerin ara sıra cimada bulunması aslında sünnettir. Ama evlendikten sonra hiç olmazsa bir kaç kere cima etmek vaciptir.

Erkek kendisi ve hanımı için zinaya düşme tehlikesi baş gösterince bundan korunmak için hanımıyla cinsel ilişkiye girmesi vaciptir.

Bir erkeğin hiç bir özürü ve engeli olmadığı halde uzun süre karısına yaklaşmayıp ta cinsel ilişkiye girmemesi helal değildir. Bu ayrılık özellikle kadına daha çok zarar vermektedir. Hem psikolojikmen hemde ruhen kadın kendisinin istenmediği duygusuna kapılabilir. Bu ayrılığın sonunda kadın harama düşme noktasına da gelebilir. Eğer bu durumda kadın kocasını kendisiyle cinsel ilişkiye davet eder, koca da kabul etmez ise bunun vebali büyüktür.

Bunun için ilim, bilim, iş, askerlik gibi zaruri sebeplerle ailesinden ayrı olanlar bile durumu dikkate almaları gerekir. Bu durumda olanlar ya eşlerini yanlarına almaları gerekir yada mümkün olduğu kadar araya fazla zaman aralığı sokmadan ailesinin yanına gelmesi gerekmektedir. Bazı alimler bu süreyi bir sene ile sınırlamalarına rağmen Hz. Ömer (r.a.) ‘in getirdiği hüküm bu sürenin 4 ay olduğu kanaatidir. Bu bizim içinde bir ölçüdür. Hz. Ömer (r.a.) halifelik yaptığı dönemde askerde yada savaşta olan erkekler için bile 4 ayı doldurmadan izine gelip ailelerini görmelerini kesin bir dille emretmiştir . Biz Hz. Ömer’ (r.a.) in ne kadar adaletli bir halife olduğunu biliriz ve bu yüzden bu hükme uymamız gerekir.